10 Şubat 2025

demirozuHaber – Güncel ve Tarafsız Haberler

Ekonomiden teknolojiye, spordan magazine; demirozuHaber’de objektif ve güncel haberlerle aydınlanın!

Edebiyatın kısayolu mu, sonu mu?

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte edebiyat dünyasına da yeni uygulamalar girmeye başladı. Bunlardan biri de kitap özetlerini sunan uygulamalar. Bu durum, “Özet okumak, kitap okumak mıdır?” sorusunu akıllara getiriyor. Edebiyat dünyasının önde gelen isimlerine bu konudaki görüşlerini sorduk.

Melisa Vardal – Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde bilgiye erişim kolaylaşırken ‘kolaycılık’ da hayatımızın her alanına sirayet ediyor. Bu durum, edebiyat dünyasını da etkisi altına almış gibi görünüyor. Artık, kitapların özetlerini sunan uygulamalar ve platformlar aracılığıyla ‘okuduk’ sayılmamız mümkün. Peki, bir kitabın özünü gerçekten kavrayabilmek, satır aralarında gizlenen anlamları keşfedebilmek ve kendimize yeni dünyalar açabilmek için bu uygulamalar yeterli mi? Yoksa bu yöntemler, ‘mış gibi’ bir yaşamın, ‘mış gibi’ çözümlerinden mi ibaret? Bu sorulara cevap bulmak için, alanında yazarlara sorduk.

‘“Skor kültürü’nden nasibini alıyor”

Melisa Kesmez – Bir kitabı okumanın okura tek faydası yazarın orada ‘özetle’ ne anlattığını anlamak olmadığı ve okuma deneyimi bundan çok daha fazla bir anlam ifade ettiği için söz konusu uygulamaların bir kutuya tik atmak dışında bir işe yarayacağını sanmıyorum. Edebi metinler okura daha ilk sayfadan müthiş bir yolculuk fırsatı sunar, sayfa sayfa gittiğiniz bir mesafedir bu. Bazen anlatılanın çok ötesinde bir şey gizlidir orada. O sır bir tek o kitapla yola çıkana bahşedilir. Özetini okumak bunun yakınından bile geçmez. Edebiyat okurluğu ne yazık ki ‘skor kültürü’nden nasibini alıyor.

‘Mış gibi’ çözümler!”

Deniz Yüce Başarır

Kitabın özetini okumak, kitap okumak sayılmaz kanımca. Çünkü özellikle edebiyat eseri söz konusu olduğunda, konusu değildir mesele. O konunun nasıl anlatıldığıdır, anlatılanların selinde kaybolabilmek yetisidir, kendini romandaki karakterin ya da karakterlerin yerine koyabilmek, kendinden çok farklı, bambaşka birini anlayabilmektir. Kitapla hava atmak da tam çağımıza göre bir hastalık olsa gerek. Hem de sadece özetiyle… ‘Mış gibi’ yaşamlarımıza ‘mış gibi’ çözümler…!

“Lezzeti öldürür”

İnci Aral – Bu uygulamalara zaman zaman rastlıyorum, ilgimi de çekiyor. Doğrusu “kitap özetleri ile bir insan kitabı nasıl okumuş hissedebilir?” biçiminde bir düşünce uyandırıyor bende. Dostoyevski’yi, Virginia Woolf’u bir özetle nasıl okuyabilirsiniz? Okur için özetin kitabın lezzetini öldürebileceğine inanıyorum. Ama eğitmenlikten gelen bir tecrübeyle şunu da söyleyebilirim: Bu özetleri okumak ya da dinlemek hiç okumamış ya da duymamış olmaktan daha iyi olabilir.

“Asıl sorun ‘bilmiyorum’ dedirtmeyen baskı”

Arlin Çiçekçi – Kestirme yol vaadi sunan hiçbir yöntemin kişilere kalıcı bir fayda sağlayabileceğine ihtimal vermiyorum. Aksine, bu tür uygulamalar, okuma eyleminin asıl değerini göz ardı ederek bilgiyi yalnızca ulaşılması gereken bir ‘skor’ hâline getiriyor. Yine de şahsen, bu uygulamaları pazarlayanları ya da bu türden kestirme yollar üzerinden arzuladığı ‘skor’a hızla erişmeye çalışanları yargılamanın veya küçük görmenin de benzer bir kolaycılığa tekabül ettiğini düşünüyorum. Kültürün; gidilen sergi, okunan kitap ve katılınan festival sayısı kadar kertik atılmış bir yaka kartına indirgendiği bu çağda, kişilere ‘bilmiyorum’ deme özgürlüğü tanımayan baskıyı sorgulamak daha anlamlı olabilir.

Özetler faydalı olabilir

Artun Ünsal – Klasiklerin çizgi roman olarak yayımlanması gençler ve çocuklar üzerinde çok etkili oldu. Günümüzde insanların her şeye erişmesi mümkün değil; ne zamanı ne de yaşam temposu müsait. Bu nedenle özeti çıkarılan eserlerin -ehil kişiler tarafından yapılması şartıyla- hava atmaktan çok kültürün genişlemesine hizmet ettiğini düşünüyorum. Hava atmak isteyen zaten sadece okuduğu kitaplarla değil giydiği saatiyle, ayakkabısıyla, yedikleriyle kendini ön plana almak istediği için bu bir aksesuar oluyor: “Hem yakışıklıyım hem güzelim bak ama roman da okuyorum” gibi. Türkiye kitap okuyan bir ülke değil. O nedenle bir edebiyatçı tarafından hazırlanan özetlerin faydalı olacağını düşünüyorum.

“Piyasa koşullarına göre hizalamamak için inat ediyorum”

Figen Şakacı – Siz söyleyince gördüm uygulamanın instagramdaki hesabını, baktım 1.2 milyon takipçisi var. Anladığım kadarıyla bu çağda parayı bastırınca herkese like’ını veriyor, kimsenin işi Allah’a havale etmesine artık gerek kalmıyor. Aynı şekilde ‘kitap fenomenleri’ diye bir şey de dolaşıyor ortada; bir ticari ürün olarak kitabı göstererek tanıtma… Edebiyat da yazar da kutsallığını çoktan yitirdi, hâl böyleyken hele hele kitapların tık’lanarak cazip hâle getirildiği yerlerin ‘tik tok’ olduğunu görünce kaşım kalkmıyor, gözüm belermiyor, ben bir yazar olarak edebiyata bakışımı bu piyasa koşullarına göre hizalamamak için inat ediyorum sadece. Diyeceksiniz ki dünyada da bu böyle; evet ziyadesiyle anladık! Dünyanın belki umurunda değil ama kendi dünyasında dert ettiği meseleleri yazmak için, bildiğini okumak için masanın başına oturan yazar Figen Şakacı da böyle, bu da böyle biline…

Diyarbakır escort
mardin escort
bursa escort bayan
adana escort bayan
izmir escort bayan
ekmel ekmel