“`html
İzmir’de Yürütülen Soruşturmada Gözaltılar ve Tutuklamalar
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bağlı kuruluşu İZBETON A.Ş. ve bazı yapı kooperatiflerine yönelik gerçekleştirilen geniş kapsamlı operasyonda toplamda 137 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Bu kişilerden 20’si, polis sorgusunun ardından serbest bırakılırken, 117’sinin adliyeye sevk edildiği öğrenildi. Şüphelilerden bir tanesi savcılık tarafından serbest bırakılırken, 19 kişi adli kontrol şartı ile, 97 kişi ise tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Tutuklanma talep edilenler arasında, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile İZBETON A.Ş’nin eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya da bulunmaktadır.
SOYER’İN EMNİYETTEKİ AÇIKLAMALARI
Bu arada, Tunç Soyer’in emniyet ifadesinin detayları kamuoyuna yansıdı. Soyer, hayata geçirdiği halk konut projelerinin başta İngiltere olmak üzere birçok ülkede örnek alındığını ifade etti. Soyer, ifadesini Mevlana’nın, “Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir” sözüyle sonlandırdı. Verilen sorular ve yanıtlar şu şekilde gelişti:
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE KOOPERATİF MODELLERİ ÜZERİNE SORULAR
Soru: İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının devam eden soruşturma dosyaları çerçevesinde; İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İZBETON A.Ş. arasında imzalanan çeşitli kentsel dönüşüm projelerinde rol aldınız mı? Detaylarını paylaşır mısınız?
Cevap: Evet, bu beş proje, benim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde başlatılmıştır.
İzmir, Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğundan, kentsel dönüşüm süreci diğer şehirlerden daha fazla önem taşımaktadır. 30 Ekim depremi sonrasında 117 can kaybı yaşanmış ve pek çok bina hasar görmüştür. Özellikle orta derecede hasar gören binalar için mevcut mevzuat yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, orta hasarlı binalar için çözüm üretme sorumluluğumuz bulunmaktadır.
Ayrıca, devletin ağır hasarlı binalara yönelik çözümleri olmasına karşın, orta hasarlı olanlarda “ya yıkıp yeniden yapın ya da güçlendirin” tarzında bir yaklaşım hakimdir. Bu noktada, “K” alanı olarak tanımlanan hasarlı bölgelerde, binalara yüzde 20 oranında ek yapı izni verilmesi Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından onaylanmıştır. Bu durum, maliyetlerin düşürülmesi ve halkın daha uygun fiyatlarla konut sahibi olabilmesi için önemlidir.
Kooperatifleşme modeli bularak, vatandaşların uygun maliyetlerle ev sahibi olmasını sağladık. Örneğin Bayraklı ilçesinde, kooperatifler aracılığıyla İzBeton A.Ş. ile anlaşmalar yapılmış ve bu sayede düşük maliyetler ile konut edinimi gerçekleştirilmiştir. İlk uygulama ise Bayraklı Depreminin sembol binalarından biri olan Dilber Apartmanı’nda gerçekleşmiştir.
Bu model sayesinde, İzmir genelinde kentsel dönüşüm projeleri hız kazanmış ve kooperatiflerin katılımıyla birçok proje hayata geçirilmiştir. İzBeton A.Ş.’nin ihalelere katılması kararı, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından da oybirliğiyle alınmıştır.
SONUÇ OLARAK KOOPERATİF MODELİNİN AVANTAJLARI
Kentsel dönüşümde uyguladığımız kooperatifçilik modeli, sağlam hukuki temeller üzerine kurulmuş ve müteahhit kârını minimize etmiştir. Bu yüzden, uyguladığımız model dünya genelinde örnek alınmaktadır.
Soru: İfadenize eklemek istediğiniz başka bir konu var mı?
Cevap: İki önemli noktayı paylaşmak istiyorum. İlk olarak, soruşturmaların zaman kaybı üzerine etkisi hakkında. İkincisi ise, soruşturma sürecine dair kişisel görüşlerimdir.
Başlamak gerekirse, zaman kaybı kişisel hayatta telafi edilemeyecek zararlar doğurabilir. Kamu hayatında da aynı durum söz konusu olabilir. Özellikle kentsel dönüşüm ihalesine katılımın olmayışı, büyük toplumsal kayıplara yol açabilir. Bu nedenle, kooperatif modeli gibi alternatif çözümler üreterek sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalıştık.
Bu süreçte ilk adım İzBeton A.Ş.’nin ihalelere katılımıydı. İkinci adım ise, İzmir’deki ticaret odalarını ve diğer sivil toplum kuruluşlarını kooperatif süreçlerine davet etmektir.
Uyguladığımız bu model, dünyada referans gösterilecek özellikler taşımakta ve ekonomik demokrasi açısından önemli bir yer tutmaktadır. Benzer projeleri, ulaşım ve çevre alanlarında da uygulamak için çalışmalarımız sürmektedir.
Kişisel yaşamıma da değinmek gerekirse; daha önce büyük bütçeleri yönetmiş biri olarak, halihazırda Seferihisar’ın kırsal bir bölgesinde mütevazı bir evde yaşamaktayım. Mal varlığım açıkça ortadadır ve herhangi bir yasa dışı kazanç söz konusu değildir. Hayatım boyunca maddelerin ötesinde insanlığa hizmet etmeyi hedefledim. Bu bağlamda getirilen suçlamaları kabul etmiyorum.
“`